20 Mayıs 2012 Pazar

3.METAMORFİK KAYAÇLAR

BAŞKALAŞIM KAYAÇLARININ ÖZELLİKLERİ
Tabakalar halindedir.
Sert bir yapıya sahiptirler.
Fosil bulundurmazlar.
Katı kayaçların, çevre koşullarının etkisiyle, sıcaklık, basınç ve mekanik gerilimle parçalanarak kimyasal bileşenlerinin eksilmesi ya da yenilerinin eklenmesiyle oluşan yeni tip kayalar. Başkalaşan kayaç, tortul kayaç, korkayaç ya da öteki başkalaşım kayacı türlerinden biri olabilir.
Başkalaşım kayaçlarının yapısı ve mineral bileşeni, kayacı oluşturan özgün başkalaşım türünü yansıtır. Bu kayaçlar, tortul kayaçlar gibi tabakalı, püskürük kayaçlar gibi kristalli bir yapıya sahiptirler. Örnek olarak, kilin başkalaşmasıyla oluşan yaprak taşları (fillat) verilebilir.
Bazı süs taşları da birer metamorfik kayaçtır. Karbonatlı metamorfik kayaçlar, özellikle kristalin kireçtaşları (mermerler) basta lazurit olmak üzere, süs taşı olarak kullanılan taşların ana kaynağıdır. Yakut ve mavi yakutla zümrüt yatakları, apatit, aksinit, kordiyerit, diyopsit, epidot, grassular, andradit, flüorit, skapolit, sfalerit, sfen, stealit, turmalin, vilemit, zensit gibi süs taşları metamorfik kayaçlardan oluşmaktadır. Karbonatlı olmayan metamorfik kayaçlardan da sist, zümrüt ve yakutla karbonatlı metamorfik kayaçlardan oluşan tüm süs taşları oluşabilir.
Başkalaşım Kayaçlarının Kullanımı
Mermer ve arduaz en çok kullanılan iki başkalaşım kayacıdır. Mermer birçok mimar ve heykeltıraşın eserlerinde yaygın  olarak kullanmaktadır. Hindistan'ın Agra kentindeki sanat şaheserlerinden biri olan Taç Mahal bunlardan biridir. 
Yapraklı bir yapıda olması sebebiyle arduaz zemin, çatı ve kaldırım kaplaması olarak
kullanılmaktadır. Ayrıca gri, siyah, kırmızı ve mor gibi renklere sahip olan arduaz
binalarda dekor malzemesi olarak da kullanılmaktadır.

2.TORTUL KAYAÇLAR

                                                  TORTUL KAYAÇLAR                                                                                                                                            Üç ana kayaç türünden (tortul kayaçlar, magmatik kayaçlar, metomorfik kayaçlar ya da Başkalaşım kayaçları) biri olantortul kayaçlar, yeryüzünde çok görülen kayaçlardır ve Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bunlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerlerinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluiturduğu jeolojik yapılara örnek olabilirler. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların taşınarak çukur sahalara (göl, deniz ve okyanus tabanları gibi) biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.


Tortul kayaçlar dört değişik şekilde oluşabilirler:


  • erozyona uğramış diğer kayaçların çökelmeleriyle (bunlara kırıntılı (klastik) tortul kayaçlar da denir),
  • tortuların birikmesi ve sağlamlaşması ile,
  • biyolojik aktivitelerin sonucu oluşan tortulların depolanması ile ve
  • eriyiklerden çökelme sonucu ile.


Tortul kayaçların oluşmasında dört önemli süreç vardır. Bunlar erozyon, taşınma, birikme ve sıkışmadır.


Oluşumları 


Yeryüzüne ulaşan magmatik kayaçlar, iklim olayları ve çeşitli dış etkenlerlerle (akarsu, sel suları, rüzgarlar vb.) karşılaştıklarında zamanla parçalanarak çözülürler. Bu şekilde dağılan küçük parçalar yine çeşitli dış etkenlerle taşınarak çukur olan göl ve deniz sahalarında birikir ve buralarda sıkışmaya uğrarlar. Bu şekilde tortullanıp sıkışan küçük parçalartortul kayaçları oluştururlar.






Sınıflandırılmaları 




  • Kimyasal Tortullar




  • Kırıntılı Tortullar




  • Organik Tortullar






  • Akarsu Alüviyonu
  • Alacalı Kil




  • Antrasit
  • Arduvaz
  • Arjilit
  • Arkoz
  • Artık Kil
  • Bantlı Kil
  • Beyaz Boksit
  • Bitümlü Şist
  • Boksit
  • Boksitli Kil
  • Breş
  • Çakmaktaşı
  • Çört
  • Değirmentaşı
  • Diatomit
  • Dolomit
  • Ekvatoral Kırmızı Kil
  • Falün
  • Fosil Kum
  • Gayzerit
  • Gez
  • Grovak
  • Hornştayn
  • Haüyn
  • Jasp
  • Jasperoid
  • Jips
  • Kalker
  • Kalker Tüfü
  • Kalkerli Molas
  • Kalseduan
  • Kaolen
  • Karnöy
  • Kayatuzu
  • Kırmızı Boksit
  • Kil
  • Killi Kalker
  • Kireçtaşı
  • Kum
  • Kumlu Kalker
  • Kumlu Kil
  • Kumtaşı
  • Kuvarslı Kalker
  • Limon
  • Linyit
  • Maçinyo
  • Marlit
  • Marn
  • Melinit
  • Mercanlı Kalker
  • Milonit
  • Molas
  • Monojenik Breş
  • Moren
  • Sinerit
  • Şay
  • Tebeşir
  • Tonştayn
  • Tortul Kuvarsit
  • Traverten Kalkeri
  • Turba
  • Verrukano
  • Yapıcı Kalker
  • Yumuşak Kalker
  • Zayıflamış Alüvyon

1.MAĞMATİK KAYAÇLAR

MAGMATİK KAYAÇLARIN SINIFLANDIRILMALARI






   Kayaçların sınıflandırılmasındaki esas amaç ortak bir terminolojiye ulaşmak ve tüm araştırıcıların aynı kriterleri dikkate alarak adlandırma yapmalarını sağlamaktır. Kayaçların sınıflandırılmasında çalışmanın amacına ve kullanım alanına yönelik olarak farklı kriterler kullanılmaktadır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan sınıflama kriterleri;


-Mineralojik bileşimi
-Kimyasal bileşim
-Dokusal özellikler
-Jeolojik konum


   Ancak hangi kritere göre yapılırsa yapılsın kayaçları kesin sınırlarla birbirinden ayırmak oldukça güçtür.
   Magmatik kayaçların sınıflamaları mineralojik bileşimlerine ve kimyasal bileşimlerine göre yapılmaktadır.




1. Magmatik kayaçların mineralojik bileşimlerine göre sınıflandırılması


   Magmatik kayaçların kantitatif sınıflamaları ilk olarak 1902 li yıllardan başlamakta ve günümüze kadar bu sınıflamalar gelişerek devam etmektedir. Günümüzde en yaygın olarak kullanılan magmatik kayaç sınıflamaları Streckeisen (1976, 1979) sınıflamalarıdır. Bu sınıflamalarda aşağıdaki mineral ve mineral gurupları kullanılmaktadır.
   K: kuvars, tridimit, kristobalit
   A: Alkali Feldispatlar (ortoklaz, sanidin, mikroklin, pertit, anortoklaz,    albit    (%An=0-5)
   P: Plajiyoklaz (%An=95-100 arasında olan türleri) skapolit
   F: Feldispatoyidler (lösit, psödolösit, nefelin, kankrinit, sodalit, haüyn, analsim    vb…)
   M: Koyu renkli mineraller (olivin, piroksen, amfibol, mika gurubu mafik    mineraller ile zirkon, apatit titanit gibi tali mineraller, melilit, montisellit ve    birincil karbonatlar vb…) 




   Magmatik kayaçların mineralojik bileşimlerine göre sınıflandırmasında, kayaç ilk olarak koyu renkli mineral içeriğine göre iki guruba ayrılır.
Mafik mineral içeriği % 90 dan fazla olanlar = ultramafik kayaçlar
Mafik mineral içeriği % 90 dan az olanlar = felsik kayaçlar


   Mafik mineral içeriği % 90 dan fazla olan kayaçlar, doğal olarak içerdiği mafik mineral türlerine (M) ve oranlarına göre değişik şekillerde sınıflandırılır (Streckeisen, 1976 ve 1979).
   Örneğin 
 P – OPx – CPx (Streckeisen, 1976)
 P – Pr – Ol (Streckeisen, 1976)
 P – Pr – Hb (Streckeisen, 1976)
 O – Pr – Hb (Streckeisen, 1976)
 O – OPx - CPx (Streckeisen, 1976)  gibi mafik kayaç sınıflamaları yapılmaktadır.














   Mafik mineral içeriği % 90 dan az olanlar ise içerdiği K, A, P ve F oranlarına göre sınıflandırılır. Bu sınıflama mineral parajenezinden de (serbest/birincil kuvars ve diğer SiO2 polimorfu mineraller ile feldisapatoyid gurubu mineraller birlikte bulunmazlar) hemen anlaşılacağı gibi kendi içinde iki farklı sınıflamadır. 
K - A - P sınıflaması
A - P - F sınıflaması
   
   Bu sınıflamalar yaygın olarak kullanılan Streckeisen (1976 ve 1979) sınıflamalarıdır.




Magmatik kayaçların modal mineralojik bileşimlerine göre sınıflandırılmaları
(Streckeisen, 1976, 1979).






Kuvarsolit
Kuvars granodiyorit
AF Granit ………..……….…….… AF Riyolit                                          
Siyenogranit ………………….…… Riyolit
Monzogranit ……………………… Riyolit
Granodiyorit ……………………… Riyodasit
Tonalit …………………………….. Dasit
AF Siyenit ………………....……… AF Trakit
Siyenit ……………………………... Trakit
Monzonit ………………….…….…. Latit
Monzodiyorit/Monzogabro …….… Latibazalt/latiandezit
Gabro/Diyorit/Anortozit ……….… Bazalt / andezit
Foid Siyenit ………………………... Fonolit
Foid Monzosiyenit ………………… Tefritik fonolit
Foid Monzodiyorit / Monzogabro…. Fonolitik tefrit
Foid Diyorit/Foid gabro …………… Tefrit / bazanit
Foidolit ……………………………. Foidit


1a:
1b:
2:
3a:
3b:
4:
5:
6:
7:
8:
9:
10:
11:
12:
13:
14:
15: 






2. Magmatik kayaçların kşmyasal bileşimine göre yapılan tanımlama ve sınıflalamalar


   Kayaçların mineralojik bileşimlerini ve dolayısıyla kayacın kimyasal bileşimini kontrol eden en önemli faktör silis ve alüminyum elementleridir. Kayaçtaki bu elementlerin miktarına göre bazı temel sınıflamalar yapılabilir.


a. Silis doygunluğu
   Silis (SiO2) magmatik kayaçların bileşiminde bulunan en önemli bileşendir. Bu nedenle magmatik kayaç sınıflamalarında son derece önemlidir. Örneğin, asidik (SiO2 > 63), ortaç (SiO2 = 52- 63), bazik (SiO2 45-52), ultrabazik (SiO2 < 45), olarak yapılan kimyasal sınıflamalar mevcuttur.
    Silis (SiO2) doygunluğu yüksek olan kayaçlar silisçe aşırı doygun (silica over saturated = ALKOS) kayaçlar olarak tanımlanır; bu kayaçlarda serbest silis kuvars olarak bulunur.
    Silis (SiO2) doygunluğu düşük olan kayaçlar silisçe tüketilmiş (silica under saturated = ALKUS) kayaçlar olarak tanımlanır; bu kayaçlarda serbest silis bulunmaz, buna karşın lösit, nefelin gibi mineraller bulunur.








Silis bakımından aşırı doygun alkalin (ALKOS) kayaçlar





7 nolu trend; gabro/diyorit – monzogabro/monzodiyorit – monzonit – kuvars monzonit- monzogranit
8 nolu trend; gabro/diyorit – monzogabro/monzodiyorit – monzonit – siyenit – kuvars AF siyenit – AF granit  


8’ nolu trend; gabro/diyorit – monzogabro / monzodiyorit – monzonit – kuvars siyenit –siyenogranit 






Silis bakımından tüketilmiş alkalin (ALKUS) kayaç


 


9 nolu trend; foid içeren gabro/diyorit – foid içeren monzogabro / monzodiyorit – foid içeren monzonit – foid içeren siyenit - foid içeren AF siyenit – foid siyenit


10 nolu trend; foid içeren monzogabro / monzodiyorit – foid monzogabro / monzodiyorit






b. Alüminyum doygunluğu
   
   Kimyasal bileşimlerinde alüminyum ve alkali moleküllerinin eşit oranlarda (1:1) birleştiği mineraller aşağıdaki feldispat ve feldispatoyid gurubu minerallerdir.




Ortoklaz:           K2O. Al2O3. 6SiO2
Albit:       Na2O. Al2O3. 6SiO2
Anortit:       CaO. Al2O3. 2SiO2
Nefelin:       Na2O. Al2O3. 2SiO2
Lösit:       K2O. Al2O3. 4SiO2


Granitoyidlerin alüminyum doygunluk oranları  genellikle Al / (Na + K + 2Ca) katyon oranı veya Al2O3 / (K2O + Na2O + CaO) moleküler oranı ile tanımlanan alüminyum doygunluk indisi ile tanımlanır.




Bileşiminde Al2O3 < (K2O + Na2O) ilişkisi bulunan kayaçlara alkalilerce zengin = peralkali kayaçlar denilmektedir.


Bileşiminde Al2O3 > (K2O + Na2O + CaO) ilişkisi bulunan kayaçlara alüminyumca zengin = peralümino kayaçlar denilmektedir.


Buna ilave olarak normal alüminyum içerikli ve alüminyumca fakir kayaçlar olarak ta tanımlamamlar yapılmaktadır.




c. Kimyasal bileşime dayalı diğer sınıflamalar


















ğıl miktarı % 90’ dan az olsada, felsik kayaç adlamalarında bazen mafik mineral oranlarına göre kayaçlar özel isimler de alırlar. 
   Örneğin; feldispatoyid (f) miktarı % 0-10 aranında olan foid siyenit kayacının M indisi:  0-30 arasındadır. Aynı bileşimli kayacın M indisi: 30-60 arasında olduğunda kayacın adı, malignit; M indisi: 60-90 arasında olduğunda kayacın adı, şonkinit olarak özelleşmektedir.







Plütonik kayaçların M indisine gore tanımlanması 
(Le Maitre ve diğ., 1989).

KAYAÇLARIN YERŞEKİLLERİNE ETKİSİ


Kayaçların Yerşekillerine Etkisi


Gözenekli veya boşluktu yapı: Yarık, çatlak veya unsurlar arası açıklıklar gibi çok sayıda gözenek veya boşluk içeren kayaçlar, diğer bir ifadeyle gözenekliliği (porozitesi) fazla olan kayaçlar, aşındırma etmen ve süreçlerine karşı dayanıksızdır. Bu gözenek veya boşluklar boyunca kayacın iç kısımlarına nüfuz eden aşındırma etmen ve süreçleri onun parçalanmasına sebep olur. Örneğin çatlaklar boyunca kayacın iç kısımlarına sızan suların buralarda donma ve çözülmesi ve buna bağlı olarak meydana gelen hacim değişiklikleri çatlakları genişletip büyüterek ve yeni çatlaklar oluşturarak kayacı parçalar. Suyun bu çatlaklarda meydana getirdiği kimyasal ayrışma da aynı etkiyi gösterir.


Gözeneklilik ( porozite ) herhangi bir kayaçta yer alan gözeneklerin hacminin kayacın toplam hacmine oranına eşittir. Örneğin toplam hacmi 1000 olan bir kayaçtaki gözeneklerin hacmi 100 ise gözeneklilik % 10'dur.


Sadece birbirleriyle bağlantılı olan gözeneklerin hacminin kayacın hacmine oranına ise etkin gözeneklilik adı verilmektedir. Bu tür gözeneklilik kayaçların çözülmesi bakımından daha önemlidir. Çünkü su, gözeneklerin birbirleriyle bağlantılı olmaları oranında kayacın iç kısımlarına sokulabilir.


Gözeneklilik çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir. Örneğin tortul kayaçlarda gözeneklilik kayacı meydana getiren unsurların şekline, tertiplenme düzenine, elenme derecelerine, çimento maddesiyle birbirine bağlı olup olmamalarına göre değişebildiği gibi kayacın erime boşlukları ile kırılmalar sonucu meydana gelen çatlak yarık gibi bir takım boşluklar içermesine bağlı olarak da değişir.


Tabakalı ve şisti yapı: Şistleşme ve tabakalaşma yüzeyleri aşındırma etmen ve süreçlerine karşı kayaçların dayanıksız yerlerini teşkil ederler. Bu gibi yerlere kolayca sokulan aşındırma etmenleri kayaçların parçalanmasına sebep olur.


Erime özelliği: Kalker, jips, kaya tuzu gibi bir kısım kayaçlar suda erir. Suyun asitli (karbonik asit) olması erimeyi arttırır. Kalker ve jips gibi eriyebilen kayaçlar üzerinde, erime sonucu meydana gelen ve karst topografyası adı verilen özel bir topografya tipi oluşur. Bu topografyada lapya, obruk, dolin, uvala, polye gibi karstik şekiller yer alır.


Çimentolu tortul kayaçlardan kalker çimentolu olanlar, bu çimentonun erimesi sonucu parçalanırlar. Örneğin kalker çimentolu kumtaşları kalkerin erimesiyle kum deposu haline geçerler.


Çeşitli maddelerin erime miktarları (gram/litre)
Kalker (CaCO3) deniz suyunda 0.19
Kalker (tatlı suda) 0.06 - 0.30
Dolomit Ca Mg (CO3)2 0.06
Jips (CaSO4. 2H2O) 2.38
Tuz (NaCl) 280


Unsur çeşitliliği: Bir kayacı meydana getiren unsurlar, fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından ne kadar çeşitli ise, diğer bir ifade ile, kayaç ne kadar heterojen ise, aşınmaya karşı o kadar dayanıksızdır. Fiziksel parçalanma ve kimyasal ayrışma sonucu dayanıksız unsurların kolayca tahribi kayacın parçalanmasına yol açar. Örneğin granit, esas olarak kuvars, feldspat ve mikadan müteşekkildir. Bu unsurlardan biotit asitlerden etkilenerek kimyasal ayrışmaya uğrayacak niteliktedir. Plajyoklaz tipi feldspatlar da (kalsik ve kalko-sodik olanları) kimyasal ayrışmaya karşı daha dayanıksızdır. Neticede, siyah mika ile plajyoklaz tipi feldspatların bol olarak bulunduğu granitler, bu minerallerin ayrışmasıyla kolayca parçalanırlar.


Minerallerin kimyasal ayrışmaya karşı gösterdikleri reaksiyonlar hakkındaki bilgiler henüz ayrıntılı ve kesin olmamakla beraber şu hususlar ileri sürülebilir:


a. Kuvars kimyasal ayrışmaya karşı çok dayanıklı bir mineraldir;
b. Plajyoklaz tipi feldspatlar ortoklaz tipi feldspatlara oranla daha hızlı ayrışırlar;
c. Plajyoklaz tipi feldspatlardan anortit (kalsiyumlu plajyoklaz), albit'e (sodyumlu plajyoklaz) oranla daha hızlı ayrışır,
d. Ojit minerali olivinden daha dayanıklı fakat hornblendten daha dayanıksızdır;
e. Biyotit diğer ferromagnezyumlu minerallerden daha yavaş ayrıştığı halde muskovitten daha hızlı ayrışır.


Unsur boyutlarındaki çeşitlilik: Gevşek tortul kayaçları meydana getiren unsurların aynı boyutta olmaları (homometrik) veya olmamaları (heterometrik), Sayaçların gözenekliliği ve geçirimliliği üzerinde etkili olur. Örneğin iyi elenmemiş bir gevşek tortul kayaçta, iri unsurların arasındaki boşlukların küçük unsurlarla doldurulmuş bulunması gözenekliliği azaltır.


Aynı cins ve aynı hacimdeki homojen iki kayaçtan daha küçük unsurlardan müteşekkil olanı kimyasal ayrışmadan daha fazla etkilenir. Çünkü kimyasal ayrışmanın etkili olduğu unsur yüzeylerinin toplam alanı diğer kayaçtakine oranla daha fazladır.


Geçirimlilik: Yer şekilleri üzerinde etkili olan önemli bir özelliktir ve kayacı meydana getiren unsurların birbirlerine sıkıca bağlı olup olmamalarına, kayaçta mevcut gözenek veya boşlukların miktarına ve bunların ebadına bağlı olarak değişir. Genellikle unsurları iri ve birbirlerine sıkıca bağlanmamış olan, gözenekli kayaçlar çok geçirimlidir. Örnek: Kum deposu, çakıl deposu. Buna karşılık unsurları ince ve birbirlerine sıkıca bağlı bulunan kayaçlar az geçirimlidir Örnek: Kil ve şistler. Killer esasında gözenekliliği fazla olan kayaçlardır. Fakat bu gözenekler çok küçüktür, ıslanan kil zerrelerinin şişmesiyle hızla kapanır ve dolayısıyla suyun hareketi engellenir.


Kayaçların veya zeminin geçirimliği, geçirimlilik katsayısı ile ifade edilir: Geçirimlilik katsayısı P = v/i'dir. (Darcy denklemi, 1856). Burada v= suyun sızma hızı, i= hidrolik eğim'dir.


Yeterince yağışlı fakat geçirimli kayaçlardan müteşekkil sahalarda akarsu yoğunluğu (km2 başına isabet eden toplam akarsu uzunluğu) azdır. Sızma sonucu sel ve seyelan sularının yamaçların gelişimi üzerindeki etkileri azaldığından vadiler derin, vadi yamaçları dik ve genellikle dışbükeydir. Geçirimsiz sahalarda ise akarsu yoğurdu, fazladır, akarsular kolaylıkla gelişme imkanı bulur

17 Mayıs 2012 Perşembe

KAYAÇLAR VE ÇEŞİTLERİ

Kayaçlar

Kayaçlar su, gaz ve organik varlıkların dışında yerkabuğunu meydana getiren unsurlardır. Yol yarmaları, maden ocakları ve taş ocakları gibi yerlerle, toprak veya enkaz örtüsünden yoksun topografya yüzeylerinde mostralarına rastladığımız kayaçlar, yer şekillerinin oluşum ve gelişimlerinde rol oynayan önemli etmenlerden biridir. Onların fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki farklılıklar yer şekillerinin de farklı olmalarına sebep olur. Çünkü bu özellikler, kayaçların, aşındırma etmen ve süreçlerine karşı dayanıklı veya dayanıksız olmalarını tayin eder. Örneğin kalker ve jips gibi eriyebilen kayaçların bulunduğu sahalarda lapya, dolin, uvala gibi özel yer şekilleri oluşmaktadır. Genel olarak, tektonik hareketlerle ters durumlar meydana gelmemişse, aşınmaya karşı dayanıklı kayaçlar yüksek yer şekillerini, kolay aşınan ve parçalanan kayaçlar ise alçak yer şekillerini meydana getirirler. Granitlerden müteşekkil sahalarda granit topografyası adı verilen özel bir topografya tipi oluşur. Benzer şekillere siyenit, diorit, andezit, bazalt ve gnays gibi heterojen kayaçlar üzerinde de rastlanır.

Kayaçlar kökenlerine göre üç ana grup altında toplanırlar:
  • Magmatik kayaçlar
  • Tortul kayaçlar
  • Metamorfik kayaçlar
1. Magmatik Kayaçlar
Bu kayaçlar magmanın soğuyarak katılaşması sonucu meydana gelirler. Yer kabuğunun yaklaşık olarak % 65'ini oluştururlar. Kökenlerini magma teşkil ettiğinden bunlara magmatik kayaç veya katılaşım kayaçları adı verilir.


2. Tortul Kayaçlar
Tortul kayaçlar yeryüzünde çok görülen kayaçlardır. Yer yüzeyinin yaklaşık olarak % 75'i tortul kayaçlardan müteşekkildir. Yerkabuğunun ise % 8 kadarını oluştururlar. Bunlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerlerinde organizma kalıntıları (fosil) ihtiva ederler.Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmen ve süreçler tarafından yeryüzünün aşındırılması ve meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların taşınarak çukur sahalarda (göl, deniz ve okyanus tabanları gibi) biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma (sedimentasyon) denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Diajenez adı verilen bu olayda basınç ve çimentolaşma esas rolü oynarlar. Gerçekten, bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Çimentolaşmada ise, unsurlar arasındaki boşlukları dolduran suların içinde bulunan erimiş veya asılı haldeki maddeler kristalleşerek veya çökelerek unsurları birbirine bağlarlar.Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılıklar gösterirler. Bir tortul kayacın oluştuğu ortam şartlarının bütününe fasiyes denir. Tortul kayaçlar bu ortam şartlarını gerek fiziksel ve kimyasal özellikleri ile ve gerekse içerdikleri hayvan ve bitki fosilleriyle aksettirirler. Bu ise onların oluştukları devredeki ortam şartları hakkında bilgi edinmemizi sağlar.
Üç ana fasiyes grubu vardır:

  • Kara fasiyesi: Akarsu, göl, rüzgâr, vs. depolarını içerir.
  • Kıyı ve lagün fasiyesi: Kara fasiyesi ile deniz fasiyesi arasında geçiş tipini oluşturur. Kıyılardaki akarsu ağızlarında biriken depolar bu fasiyese girerler.
  • Deniz fasiyesi: Deniz veya okyanusların tabanında biriken depolardan meydana gelir. Üç kısma ayrılır:
    • 0-200 metreler arasındaki depolar neritik fasiyesi
    • 200-1000 metreler arasındaki depolar batiyal fasiyesi
    • 1000 metreden daha derindeki depolar da abisal fasiyesi


Fasiyes Tipleri
Birikme veya tortullaşma, sürekli ve sakin bir ortamda meydana geliyorsa, üst üste biriken unsurlar birbirlerine paralel tabakalar meydana getirirler. Bu olaya konkordans, tabakalara ise konkordant tabakalar ismi verilir. Bu gibi sakin ortamlarda biriken unsurlar, düşey doğrultuda, ağırlık ve boyutlarına göre bir sıralanma gösterirler. İri ve ağır unsurlar altta yer alır ve yukarıya doğru daha küçük, hafif unsurlara geçilir. Bu olaya boylanma denir. Boylanma gösteren tabakalara ise boylanmış tabakalar adı verilir. Tortullaşma ortamı çalkantılı, girdaplı hareketlere sahipse veya çeşitli yönlerden gelen akımlara maruz kalıyorsa tabakalar birbirlerine parelel muntazam seriler meydana getirmezler. Bu durumda farklı eğime sahip kısımlar iç içe, yan yana bulunurlar, mercek ve kama seklinde seviyeler ihtiva ederler. Buna çapraz tabakalaşma denir. Bazı depolarda unsurlar taşıyıcı etmenin hareketi yönünde ağırlıklarına göre bir sıralanma gösterirler. Buna da derecelenme adı verilir.

Konkordant ve Diskordant Tabakalar 
Tortullaşmanın sürekli olmadığı ortamlarda her bir tortullaşma devresine ait tabaka serileri arasında bir uyumsuzluk görülür. Buna diskordans, diskordansın görüldüğü yüzeye, diskordans yüzeyi ve buradaki tabakalara ise diskordant tabakalar denir.
İki tip diskordans vardır:

  • Basit diskordans: Basit diskordansta üstte yer alan tabaka serisi alttaki serinin aşınmış yüzeyi üzerinde bulunur. Her iki tabaka serisi arasında bir açı söz konusu değildir. Bu durumda alttaki tabaka serisi meydana geldikten sonra birikme ortamında herhangi bir nedenle aşınma faaliyetleri hüküm sürmüş, bunun sonucu tabaka serisi üst kısmından aşınmış, daha sonra başlayan birikme devresinde ise üstteki tabaka serisi meydana gelmiştir.
  • Açılı diskordans: Açılı diskordansta alttaki tabakalar oluştuktan sonra tektonik hareketlere maruz kalmışlardır. Bu hareketler onların yatay durumlarının bozulmasına neden olmuştur. Daha sonra tabakalar aşınım devresi geçirmiş ve son olarak da üstteki tabaka serisi meydana gelmiştir. Üstteki serinin en altında genellikle iri unsurlu konglomeralardan müteşekkil bir tabaka yer alır. Buna taban konglomerası denir. Diskordanslar veya diskordans yüzeyleri yereyin jeomorfolojik gelişiminde birikim ve aşınım evrelerinin teshiline imkan verirler.Çeşitli jeolojik devirlerde meydana gelmiş transgresyon ve regresyonlar sırasında kıyı bölgelerinde transgresif ve regresif depolar oluşmuştur.
Transgresyon; denizin yavaş bir şekilde kara üzerine ilerlemesi olayıdır. Bu sırada denizin kara üzerine çökelttiği depoya transgresif depo veya transgresif seri denir.


Transgresyon ve Transgresif Seri
Regresyon ise denizin karadan yavaş bir şekilde çekilmesi olayıdır. Bu olay sırasında regresif depo veya regresif seri meydana gelir.

Regresyon ve Regresif Seri
Bir transgresif seride altta iri unsurlu tortullar (konglomera, kumtaşı) yer alır ve yukarıya doğru giderek ince unsurlu tortullara (marn, kalker) geçilir. Bu durum denizin aynı düşey kesitte gittikçe derinleşmesi ile ilgilidir. Deniz sığken, iri unsurlar, dalga ve akıntılarla fazla uzaklara taşınamadıkları için, kıyı çizgisi yakınında biriktirilmişlerdir. Deniz karaya doğru ilerledikçe, eski kıyı çizgisinin bulunduğu yer gittikçe derinleşmiş ve dolayısıyle bu kesime kıyıdan uzaklara taşınabilen ince unsurlu tortullar birikmiştir.Regresif seride ise, aynı yerde denizin derinliği gittikçe azaldığı için, iri unsurlu tortullar üstte, ince unsurlular altta yer alırlar.Tortul tabakalar çeşitli kalınlıkta olurlar. Buna göre ayrılabilen başlıca tipler aşağıdaki gibidir:


Tabakaların, sonradan meydana gelen tektonik hareketler sonucu yatay durumları bozulmuş olabilir. Bir sahada tektonik yapının ortaya konulabilmesi için tabakaların doğrultu ve eğimlerinden yararlanılır. Tabaka doğrultusu tabaka yüzeyinin yatay düzlemle yapağı ara kesite tekabül eder. Tabaka eğimi ise, tabaka yüzeyi ile yatay düzlem arasındaki açıya eşittir ve tabaka doğrultusuna dik yönde ölçülür.

Tabaka Doğrultusu ve Eğimi



Başlıca Tortul Kayaçlar
1. Mekanik (Kırıntılı) Tortul Kayaçlar
1.1. Çimentosuz Tortul Kayaçlar
1.1.1. Bloklar ve Çakıllar 
1.1.2. Kumlar 
1.1.3. Siltler 
1.1.4. Killer 
1.1.5. Lös
1.2. Çimentolu Tortul Kayaçlar
1.2.1. Konglomera 
1.2.2. Kumtaşı 
1.2.3. Silttaşı 
1.2.4. Kiltaşı 
1.2.5. Çamurtaşı 
1.2.6. Arjilit 
1.2.7. Şeyl 
1.2.8. Arkoz 
1.2.9. Grovak 
1.2.10. Detritik Kalker
2. Organik Tortul Kayaçlar
2.1. Silisli Organik Kayaçlar
2.1.1. Diatomit 
2.1.2. Radyolarit 
2.1.3. Spongolit 
2.2. Karbonatlı Organik Kayaçlar
2.2.1. Tebeşir
2.2.2. Resif Kalkeri 
2.2.3. Foraminiferli Kalker 
2.2.4. Lümaşel 
2.3. Bitümlü Organik Kayaçlar
2.3.1. Turba
2.3.2. Linyit 
2.3.3. Taş Kömürü 
2.3.4. Antrasit 
2.3.5. Asfaltit
3. Kimyasal Tortul Kayaçlar
3.1. Karbonatlı Kimyasal Kayaçlar
3.1.1. Kalker 
3.1.2. Dolomit 
3.1.3. Marn 
3.1.4. Traverten 
3.1.5. Oolitik Kalker
3.2. Evaporitler
3.2.1. Jips
3.2.2. Anhidrit 
3.2.3. Kaya Tuzu 
3.3. Silisli Kimyasal Kayaçlar
3.3.1. Sileks 
3.3.2. Gayzerit 
3.3.3. Çört 
3.3.4. Filint 
3.3.5. Jasp

3. Metamorfik Kayaçlar


Bu kayaçlar totul yada volkanik kayaçların, yerin derinliklerinde yüksek basınç ve sıcaklık altında metamorfizmaya (başkalaşma) uğraması sonucunda oluşurlar. Oluşumlarında metamorfizma etkili olduğu için bunlara metamorfik kayaç veya başkalaşım kayaçları adı verilir.

KAYAÇLAR


                                                                  KAYAÇLAR                                                                                                                                                                                              Kayaç, bir ya da daha fazla mineralin bir araya gelmesiyle oluşmuş bütündür. Granit ve bazalt çeşitli minerallerden, kumtaşı değişik özelliklerde kum boyutundaki tanelerin sıklaşmasından, mermer ve kuvarsit tek bir mineralden oluşmuş kayaçlardır.Yerkabuğunu oluşturan 3 temel kayaç türü vardır:
  1. Tortul
  2. Magmatik
  3. Metamorfik (Başkalaşım)
Magmatik kayaç yerin derinliklerinde bulunan çeşitli elementlerce zengin eriyik olan magmanın derinlerde ya da yüzeyde katılaşması sonucu oluşur. Metamorfik kayaçlar var olan magmatik ya da tortul kayacın yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması sonucu oluşur. Tortul kayaçlar ise magmatik, metamorfik ya da tortul kayaçların ayrışması, aşınması ve bir çökelme havzasında birikmesi ve ardından taşlaşması sonucu oluşur. Magmatik ve metamorfik kayaçlar tüm yer yuvarının yüzde 95'ini meydana getirmesine karşın yer kabuğunun sadece yüzde 25'lik kısmını oluşturur.
Kayaçlar sürekli döngü halindedir. Bir magmatik kayaç sıcaklık ve/veya basınç altında metamorfik kayaca, metamorfik bir kayaç sıcaklıkla eriyerek magmaya ardından da magmatik kayaca, hem magmatik kayaç hem de metamorfik kayaç ayrışarak tortul kayaca dönüşür. Buna kayaç döngüsü (bak. Kayaç Döngüsü) adı verilir.
Kayaçlar oluşumları sırasındaki doğal ortamı yansıtan belgelerdir. Yer kabuğunun jeolojik gelişmesinin izleri kayaç üzerinde izlenmiştir. Bu nedenle onlar yer kabuğunun doğal belgeleri sayılır.
Bugün yeryüzünde hüküm süren fiziksel olaylar, akarsuların aşındırma ve taşıma etkileri, çöllerin ve denizlerin değişik bölgelerinde farklı tortulların çökertilmesi, yeryüzünün değişik iklim kuşaklarının bulunması gibi jeolojik olayla bütün yer tarihi boyunca hep aynı şekilde, aynı düzende oluşmuştur. Yani eski jeolojik devirlere ait kayaçların oluşumu bugün yeryüzünde hüküm süren fiziksel olayların ışığı altında yorumlanabilir. Böylece kayaçlar oluşumu sırasında mevcut olan doğal ortamı aynen yansıtırlar.


1. Tortul Kayaçlar
Su ve rüzgâr yeryüzünü değiştirebilir. Bu kuvvetler, kayaçları kırarak, küçük parçalara ayırır. Bu partiküller farklı yerlerde yerleşirler. Buralarda, küçük parçacıklar toparlanarak, basınç altında çimentolaşıp daha büyük kayaçları meydana getirirler. Bu kayaçlar, genellikle suda oluşur ve magmatik kayaçlardan daha yumuşaktırlar. Tortul kayaçlar, birçok tabakaları meydana getirir ve fosilce zengindir. Tortul kayaçlar tüm yeryuvarının %5'ini, yer kabuğunun ise yüzde 75'ini meydana getirir. Tortul kayaçların yüzde 95'i suda oluşmuştur.
Tortul kayaçların kırıntılı, organik ve kimyasal olmak üzere üç tipi vardır:

  1. Kırıntılı tortul kayaçlar
  2. Organik tortul kayaçlar
  3. Kimyasal tortul kayaçlar
1.1. Kırıntılı Tortul Kayaçlar
Çeşitli büyüklükteki taş ve mineral parçalarda karalardaki ve denizlerdeki tortullaşma havzalarını çökelmeleriyle meydana gelen taneli kayaçlardır. Değişik boyuttaki taneleri birbirleriyle çimento maddeleriyle birleşmeleri sonucu çimentolu kayaçlar kum taşı, kireç taşı gibi taneleri birbirine bağlayarak madde bulunmadığından çimentosuz tortul kayaçlar oluşur.
Kırıntılı tortul kayaçlar tane çapı 2 mm'den büyük ve çakıl, moloz, konglomera gibi kayaçlardır. 2 mm'den 0,2 mm'ye kadar olan kısma kum, karışık kum, kumtaşı, kuvarsit, gibi kayaçlardır. Tane çapı 0,2 mm'den 0,02 m^'ye kadar olan kısım mil ondan daha küçükler genellikle mil+kil şeklinde geçer. organik tortullar çeşitli bitki ve hayvan kalıntılarını, uzun zaman eşliğinde fosilleşip başkalaşmalarıyla oluşurlar. En uzun sürede oluşan kayaçlardan biridir. Özellikle bitki fosillerinin oluştuğu alanlarda yoğunlukta olmaktadırlar.

1.2. Organik 
Tortul Kayaçlar
Bitki ve hayvan kalıntılarının birikmesi sonucunda oluşur.Silisli, karbonatlı ve karbonlu organik tortul kayaç türleri vardır.

1.3. Kimyasal 
Tortul Kayaçlar
Dolgun eriyiklerin çökelmesi sonucu meydana gelirler. Mağaralardaki sarkıt ve dikitler, deniz kıyılarındaki kireçli ve demirli oolitler, kapalı göllerin kenarlarındaki tuz oluşumları su kaynakları etrafındaki traverten oluşumları %35'i kadar kireç taşları oluşturur. Kireç taşları yapı taşı, stabilize malzeme, kireç yapımında ve döşemecilikte, çelik sanayiinde ve ilaç sanayiinde kullanılır.



2. Magmatik Kayaçlar
Erimiş halde bulunan bir silikat hamuru durumunda olan magmanın yer kabuğunun derinliklerinde yavaş yavaş veya yeryüzünde aniden soğuması ile oluşurlar. Bu kayaçlar genel olarak kristallerde oluşmuş kütle halindeki kayaçlardır. Bu tür kayaçlar Dünya üzerinde çok fazla değildir.
Bu kayaçlar magmanın soğuyarak katılaşması sonucu meydana gelirler. Yer kabuğunun yaklaşık olarak % 65'ini oluştururlar. Kökenlerini magma teşkil ettiğinden bunlara magmatik kayaç veya katılaşım kayaçları adı verilir.

  1. Plutonik kayaçlar (derinlik kayaçları)
  2. Volkanik kayaçlar (yüzey kayaçları)
  3. Damarlı kayaçlar
2.1. Plutonik Kayaçlar (Derinlik Kayaçları)
Bunlar yalnızca kayaçların boş kısımlarını dolduran kristallerden oluşmuş, iri kristalli kayaçlardır. Granit örnek verilebilir. Magmanın soğuması ve katılaşması yavaş yavaş meydana geldiği için tam kristalli kayaçlardır. Kristalleşme dıştan içeriye doğru yavaş yavaş devam eder.

2.2. Volkanik Kayaçlar (Yüzey Kayaçları)
Bu kayaçlara yüzey kayaçları da denir. Bunlar yarı kristalli çoğu kez gözle görülebilen çeşitli kristaller, kristal olmayan genellikle camsı hamur içinde dağılmış serpilmiş durumda bulunurlar. Andezit ve bazalt örnek verilebilir. İç püskürük ve dış püskürük olmak üzere 2'ye ayrılır.

2.3. Damarlı Kayaçlar 
Derinlik kayaçları ile yüzey kayaçları arasında bir geçiş safhasını oluşturur. Mikro kristallerdir. Diğer kayaçların yarık ve çatlaklarında yer alır. Genellikle içeriği silikatlerden oluşur.



3. Metamorfik (Başkalaşım) Kayaçlar
Tortul veya magmatik kayaçların sıcaklık, basınç, gerilme ve kimyasal aktivitesi olan sıvıların etkisiyle değişmeleri, başkalaşımları sonucu oluşurlar. Genellikle kristallerin şistozite gibi paralel yapılar oluşturmasıyla karakteristiktirler. Metomorfizma yer kabuğunda ve yer kabuğunun derinliklerinde hüküm süren fiziksel ve kimyasal şartların etkisiyle kayaçlarda meydana gelen transformasyon olayıdır. Mineraller belirli bir sıcaklık ve basınç altında dengeli durumdadırlar. Eğer sıcaklık ve basınç değerlerinde bir artma veya değişme olmuşsa mineralde, başkalaşım gerçekeleşmiştir. Kömür yanardağ patlaması nedeniyle başkalaşıma uğrarsa ya da magmayla karşılaşırsa elmasa dönüşür.


FOSİLLER NEDEN TORTUL KAYAÇLARDA BULUNUR


Fosiller neden tortul kayaçlarda bulunur
Fosiller nelerden oluşur ?
Canlılardan arta kalan kemik,kabuk ve diş gibi sert dayanıklı kısımlar ya da bu kısımların bıraktığı izler fosilleri oluşturur. Fosiller,organizmaların vücutlarının tümünden ya da parçalarından oluşabilir.
Fosilleşme en çok hangi kayaç türünde olur?
Tortul kayaçlar.
Fosilleşme tortul kayaçlardan başka nerelerde olur?
Bir nehrin kumlu tabanı,bir bataklık ya da kumul,buzullar,çam reçinesi,asfalt,deniz ve göl gibi ortamlarda fosilleşme olabilir.
Tortul kayaçlarda genç fosiller nerelerde bulunur?
Tortul kayaçlar içinde en genç fosiller üst tabakalarda,en yaşlı fosillerse alt tabakalarda bulunur.
Fosiller Nerelerde Bulunur?
Fosiller karasal ve denizel ortamlarda yaşamış hayvan ve bitkiler ile onların izlerine aittir. Daha çok kumtaşı, kireçtaşı, çamurtaşı ve şeyl gibi tortul kayaçlarda bulunurlar. Grönland’dan Antartika’ ya, okyanus tabanlarından dağların en yüksek zirvelerine kadar dünyanın her tarafında dağılım gösterirler. Fosillerin dünya coğrafyası üzerindeki geniş dağılımı, yerküre yüzeyinin jeolojik zamanlar boyunca sürekli değiştiğini kanıtlar.
Fosiller Nasıl Oluşur?
Canlılar öldükten sonra organik-yumuşak kısımları diğer hayvanlar tarafından tüketilir veya bakteriler tarafından tahrip edilir. Eğer ortam bakterilerin yaşamasına uygun oksijene sahip değilse ve ortam fosilleşmeye uygun taşlaşma süreci koşulları taşıyorsa, canlıdan arta kalan kemik, kabuk ve diş gibi sert ve dayanıklı kısımlar fosilleşerek günümüze ulaşabilir. Ayrıca hayvanların; kusmuk pelletleri, dışkı pelletleri (koprolit), yumurtaları ve izleri de fosil olarak korunabilir.
1. Karbonlaşma: Bitki fosilleri deniz, göl ya da bataklık gibi ortamlarda gömülerek fosilleşebilir. “Kömürleşme” denen karbonlaşma olayıyla bitkiler kısmen veya tamamen değişerek kömür haline gelebilirler.
2. Petrifikasyon: Organizma kalıntılarının kristalizasyonla mineralojik bileşimlerinin değişmesidir. En iyi bilinen petrifikasyon tipi silisçe zengin suların bitki hücreleri içine girerek kalıntıları silisleştirmesidir. Buna silisleşmiş ağaçlar örnek olarak verilebilir. Ayrıca hayvan kabukları veya kemikleri, içlerindeki boşluk veya gözeneklerin kalsit, silis ve demirce zengin sularla dolarak kristalleşmesiyle demirleşmiş, piritleşmiş, silisleşmiş veya kalsitleşmiş hale dönüşebilirler.
3. Yer Değiştirme: Yer değiştirme çamur içinde gömülü olan organizma kalıntılarının sülfid (pirit) veya fosfat (apatit) mineralleriyle yer değiştirmesi sonucu oluşur. Bu süreçte mineraller, organizmanın anatomisinin detaylarını gösteren yumuşak dokularla yer değiştirebilir. Örneğin Almanya’da bazı şeyller içinde Devoniyen’de yaşamış bir trilobitin antenleri ve sefalopodların tentakülleri, piritleşmiş fosiller olarak bulunmuştur.
4. Yeniden Kristalleşme: Yeniden kristalleşme olayı hayvanın kabuğunun mikroskobik ölçüde detaylarını bozar. Buna karşılık kabuğun dış şeklinde bir değişiklik olmaz. Hayvan kabuklarının bir çoğu kalsiyum karbonat bileşimli aragonit mineralinden yapılmıştır. Milyonlarca yıl boyunca fosilleşme sırasında kalsiyum karbonat yeniden kristalleşerek daha duraylı bir mineral olan kalsit haline dönüşür.
5. Yumuşak Dokuların Korunması Yoluyla Fosilleşme: Bazen olağanüstü koşullar altında, organizmaya ait deri, tüy, doku gibi bazı parçalar bozulmadan fosilleşebilir. Örneğin Sibirya’da buz kütlelerin içinde binlerce yıl boyunca bozulmadan kalmış bütün mamut fosilleri bulunmuştur. Hatta bu mamutların midelerindeki yiyecekler bile olduğu gibi korunmuştur.
Olağanüstü koşullar sıcak ve kurak iklimlerde de oluşabilir. Mumyalaşma adı verilen bu süreçte yumuşak dokular, bakterilerce çürütülmeye fırsat kalmadan kısa sürede kurur. Paleontologlar Çin’de bu şekilde derileri ve tüyleriyle korunmuş dinozor fosilleri bulmuşlardır.
6. Organik Kapanlar: Bir organizmanın amber, doğal asfalt veya çürümüş organik madde içinde hapsolarak korunması sonucu oluşan fosilleşme şeklidir. Bunlardan amber, ağaç reçineleridir. Ağaçtan akan reçine bu sırada böcek, örümcek veya küçük kertenkeleleri yakalayabilir. Hemen katılaşarak sertleşen bu madde içindeki hayvan hiç bozulmadan ve tüm detayıyla milyonlarca yıl boyunca kalabilir.
Doğal asfalt, petrol kalıntısıdır. Asfalt suyla örtüldüğü zaman, susamış hayvanlar sudan içmek için geldiklerinde içine düşebilirler. Böylece yapışkan zeminden kurtulamayan hayvan yine hiç bozulmadan korunur. Bu tip ortamda fosilleşmiş hayvanlara Amerika’da Kaliforniya’da rastlanmıştır.
Bir başka ortam bataklıklardır. Her ne kadar asidik ortam organik malzemeyi bozsa da, daha sağlam olan kemikler bozulmadan kalabilir.Danimarka’da 2000 yıl öncesinden kalma bataklıklarda insan kalıntıları bulunmuştur.
7. Boşluk ve Kalıplar: Asidik koşullar kayaç içinde korunmuş fosil hayvan kalıntılarını bulundukları yerde yavaşça eritir. Bu etki kaya içinde bir kalıp bırakır. Bu süreç genellikle kolay çözülen kalsitik kabuklarda daha fazla görülür. Kabuğun dış kısmının etkilenmesiyle dış kalıp oluşur. Bazen kabuk çözülmeden önce içi çökelle dolarak iç kalıplar meydana gelir.
8. İzler (Omurgalı ve Omurgasız Hayvanlar): Hayvanlar çamur gibi yumuşak bir zeminde yürüdükleri zaman bıraktıkları çeşitli ayak, kuyruk veya gövde vb. izleri sertleşerek korunabilir. Bu izlere ait boşluklar farklı bir çökelle dolduğu zaman kalıp haline gelir. Buna dinozorların ve insanların ayak izleri örnek olarak gösterilebilir. Paleontologlar, dinozorların ayak izlerini yorumlayarak onların yürüme ve hareket etme özelliklerini ortaya koyabilirler.
9. Fosil Benzeri Yapılar: Bazen mineraller, kayaçlar içinde büyüyerek fosil benzeri şekiller oluşturabilirler. Bunlara yalancı fosiller denilir. Örneğin dendrit kristalleri sıklıkla fosil sanılmaktadır.
Bunun dışında, bazen mumyalaşmış veya travertenle kaplanmış güncel hayvan veya bitkilere de rastlanabilir. Bu kalıntılar da gerçek fosil değildir. Zaman içinde fosilleşmeye aday örneklerdir.
Karasal Fosilleşmeye Bir Örnek
a) Omurgalı hayvanlar nehir, çay, dere ve göl gibi tatlı su kaynaklarının kenarında yaşamlarını sürdürüyorlar.
b) Ölen hayvanların kemikleri çeşitli su taşkınlarının getirdikleri kırıntılı malzemeler altında kalarak örtülüyor.
c) Su taşkınlarının getirileriyle oluşan çökeller kemiklerin üzerindeki kırıntılı kayaçları gittikçe kalınlaştırıyor.
d) Akarsu taşkınlarının getirdiği tortullar istifi zaman içinde daha da kalınlaştırıyor.